Bizler 10 Kasım'da bu milletin bir değerini, sevdasını, yüreğini, ufuk bakışını kaybettik. Bizler 10 Kasım'ları bir matem bir yas günü olarak görmedik, görmeyeceğiz.Bizler 10 Kasım'ları, onun "Hiç dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar." sözünün ışığında fikirlerine ve gösterdiği hedeflere ulaşmak için daha çok çalışmamız ve her zamanki gibi bir ve beraber olmamız gereken bir gün olarak gördük. Mustafa Kemal Atatürk, yok edilmek istenen cihan imparatorluğundan modern Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan yolda, cephede aziz milletimize yol gösteren eşsiz bir komutan, büyük bir devlet adamıyken eğitim seferberliğimizde tahta başında, tebeşir elinde maarif davamıza yön veren başöğretmenimizdir. Onun ilkeleri ve koyduğu hedefler, ülkemizin geleceğe doğru büyük yürüyüşünde hepimize kılavuzluk yapmaktadır. Bu nedenle Atatürk'ün aramızdan ayrıldığı 10 Kasım tarihi de, Onun fikirlerinin daha iyi anlaşılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. "En büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti'ni gençlere, genç nesili de öğretmenlere emanet eden Başöğretmenimizin bıraktığı miras ve emanet ettiği öğrencilerimize hizmet etme şerefi ile şerefyâb olmaktan, göstermiş olduğu muasır medeniyetler ufkuna gençlerle birlikte koşma bahtiyarlığından onur duymaktayız. İnanıyorum ki gelecek nesillerimiz de Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak için aynı azim ve kararlılıkla mücadele vereceklerdir. Atatürk'ü ve şanlı geçmişimizi iyi anlayan genç kuşakların ülkemizi çok daha büyük hedeflere, birlik ve beraberlik içinde taşıyacaklardır. Bu duygularla; ebediyete irtihal edişinin 84. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, onun şahsında silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükran ve rahmetle anıyorum.
