ERZİNCAN İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Şehit Ömer Halis DEMİR’e Mektp

Müdürlüğümüz tarafından düzenlenen Ömer Halis DEMİR’e mektup yarışmasında dereceye girerek birinci olan Şehit Er Süleyman Aydın Ortaokulu öğrencisi Esila YILMAZ’ı İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Aziz GÜN’ü makamında kabul etti.             Bu başarılı eserinden dolayı öğrencimizi kutlayan GÜN, kendisine hediye verdi.
Şehit Ömer Halis DEMİR’e Mektp

Şehit Ömer Halis DEMİR’e Mektup

Otuz Kurşun Yiyerek Uhrevi Aleme Kanat Açan Cennet Gençlerinin, Hz. Hasan ve Hüseyin’in Komşusu, Şehidim Ömer HALİSDEMİR’e;

15 Temmuz gecesi düşman, ülkemizin demokratik yapısına el uzattı. Uzun ve sanki bitmeyecek bir geceydi ama geride kaldı işte. Bir yandan hasar almış ruhumuzu sarmaya çalışıyor, öbür yandan gece ansızın kentlerimizi basan eşkıyaları temizliyoruz. Bunun öyle kolay olmadığını sen de bilirsin; çünkü pek çoğu onlarca yıl boyunca kendilerini hiç belli etmeden seninle aynı odalarda yattılar, aynı formaları giydiler, görünüşte aynı yemini ettiler. Bir gün ihanet edip şeytanın adıyla harekete geçeceklerine, kendi arkadaşlarına, meclislerine, halklarına daha kötüsü kendi vatanlarına silah doğrultabileceklerine kimse inanmıyor, inanmak istemiyordu. Elbette onlardan haberdardık, aramızdaydılar, küçük fitnelerle yetiniyorlardı; ama örgütlenmiş ve öyle iyi eğitilmişlerdi ki hep suç işledikleri halde bir türlü suçüstünde yakalanmıyorlardı. Yalnızca bir yarısına tanıklık ettiğin, şahit olduğun yaz temmuzunda nihayet karanlık örgüt, kardeş dediğimiz o alçak hainler harekete geçti. Uzaktan kumandalı robotlardan farkları yoktu; çevrelerini saran, tankların önünde duran, öldükçe daha çok çoğalan insanların haykırışları bile gözlerini açmaya yetmedi. Yerden ve gökten yağmur yağarcasına ateş edip duruyorlardı. Yetmedi Önüne geçen her binaya, her insana, daha on dördüne yeni girmiş cesur yürekli aslanlara gözleri dönercesine acımasızca saldırıyorlardı fakat onlar da anlamışlardı artık ellerindeki karanlık silahların, iman gücüyle yarışamayacağına! Geç de olsa pes ettiler, silahlarını bırakıp lanetler arasında teslim oldular.

Ömer abim, sana bu mektubu, gözün arkada kalmasın diye yazıyorum. Eğer yaşasaydın, günün ilk ışıkları altında dalgalanan bayrakları sende görürdün. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, genç kızlar, yiğit delikanlılar, gecenin ortasında bir delik açmış; görünmez atlarıyla meydanlara inmişlerdi. Bir kez daha tarihe karşı çıkmış olmanın acemiliği, heyecanı, saf olan güzelliği vardı üzerlerinde. Yalnızca mahallelerinde, kışlalarında, okullarında ve iş yerlerinde gizlenmiş düşmana değil, onları bir gece baskınıyla üstlerine salanlara da muhteşem bir cevap vermişlerdi. Bilmeni isterim ki ölüm aralarında gezdiği halde bir adım bile geri çekilmediler, düşenlerin yerini hep yenileri doldurdu. Çanakkale’deki yaralı askerler gibi gösterişsiz ama onlar kadar inançlıydılar. Bir de o günün sabahında tuhaf bir hafiflik hissettik üzerimizde; adını koyamadığımız bir yükten artık ruhen kurtulmuş olmanın sevincini yaşıyorduk. Şimdi anlıyoruz ki her biri numaralandırılmış ama aslında birbirinin aynı olan şu kötülük bekçileri pek çok bela açmışlar başımıza … ŞEHİT düştüğün gece okunan selalar, meğer bir kurtuluşun müjdecisiymişler. Günlerdir o kurtuluş gecesinin nöbetini tutuyor halk. Gökte bir, yerde binlerce ay var ve yıldızlarımız saymakla bitmez.

Ömer abim, bir de senin ismini anıyoruz durmadan. Diyoruz ki ilk kurşunu Ömer sıktı düşmana, ona ölmesi emredildiğinde bir an bile düşünmedi, bir an bile tereddüt etmedi. Senden bahsederken gözleri yaşarıyor komutanının, ananın, babanın. Hele de o geceki olaylar… Yirmi yıllık beraberliğin olan komutanından ölüm emri gelmiş adeta. Emri sorgulamamışsın, cevabını düşünmemişsin, sadece ‘’ Baş üstüne komutanım, hakkım helal olsun, siz de helal edin.’’ demişsin. Sonra onlar gelmişler, cehennemin kara yaratıkları. Kapının önünde, bir başına yapayalnız beklemişsin gelenleri. Korkacağını, geri çekileceğini, teslim olacağını düşünmüşler belli ki. Çekip silahını, alnının ortasından vurmuş, yere indirmişsin düşmanı. Bazen bir kurşun bir vatan kazandırır; bilesin ki attığın mermi yalnızca bir haini ortadan kaldırmadı, bir vatanı da ayağa kaldırdı. Geceleri meydanlarda dalgalanan bayrakların her biri sana selam gönderiyor.

Ömer abim, otuz kurşunun yarası varmış vücudunda; ihanet çok korkmuş senden! Tıpkı meydanlarda, köprülerde ve yollarda toplanan silahsız halktan korktukları gibi. Çıktığın yolculukta, sana eşlik etmek için gelmiş insanlar; göreceksin, kadın erkek, her yaştan. Onları tek tek ayrıntısıyla anlatmama gerek yok; görür görmez tanıyacaksın zaten, ruhlarınız aynı kumaştan, kalbiniz aynı sevda için atmış bir zamanlar. Bizim öbür dünyada da bir halkımız var biliyorsun; Çanakkale’den, Sarıkamış’tan, Medine’den uğurladığımız. Şimdi hepsi nasıl da seviniyorlardır sizi görünce! Onlara düşmanın içimizden çıktığını söyleme, üzülmesinler. Sen sadece şunu bil ki: Bu vatana artık bir darbe yapılamayacak. Bu millet artık vatanına aynı kalleşliği yaşatmayacak ve döktüğümüz kanların son damlasına kadar oluşan bu bayrak bir daha asla gök kubbeden inmeyecek!

Hepinizin ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyuyun Ömer abim! Esila YILMAZ Şehit Er Süleyman Aydın Ortaokulu

Esila YILMAZ

Şehit Er Süleyman Aydın Ortaokulu

 

 19-01-201719-01-2017

Fatih Mahallesi 719. Sokak No.28 - (446) 214 16 05 214 20 73

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.